Terör saldırısı sonucu ödenen tazminat için devletin güvenlik sorumluluğuna dayanarak İçişleri Bakanlığı’na rücu davası açılabilir mi?
Terör saldırısı sonucu hayatını kaybeden bir işçi nedeniyle Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin tazminat ödemesi üzerine, bu ödemenin İçişleri Bakanlığı’na rücu edilip edilemeyeceği ve davanın hangi yargı kolunda görüleceği konusu Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 1.3.2010 tarihli kararıyla netleştirilmiştir.
Somut olayda, Cizre PTT işyerinde çalışan bir personelin aracının teröristlerce döşenen mayına çarpması sonucu ölmesi üzerine açılan tazminat davası sonucunda Türk Telekom, kusur oranına göre belirlenen tazminatı ödemek zorunda kalmış, ancak olayın asli sorumlusunun devletin güvenliği sağlamada yetersiz kalması olduğunu ileri sürerek İçişleri Bakanlığı’na rücu davası açmıştır. Uzun süren yargılama sürecinde adli ve idari yargı yerleri arasında görev uyuşmazlığı yaşanmış ve konu nihayetinde Uyuşmazlık Mahkemesi’nin önüne taşınmıştır.
Hüküm Cümlesi:
“Tam yargı davası niteliği taşımayan rücu davasının, Borçlar Kanunu hükümlerine göre adli yargı yerince çözümlenmesinin gerekeceği kuşkusuzdur.”
Mahkeme, rücuen tazminat davasının idarenin kusuruna dayanıyor olsa bile bu davanın kamu hizmeti kusuruna değil, özel hukuk ilişkisine dayandığını ve davacının uğradığı zararın daha önce tamamen tazmin edilmiş olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle, bu tür bir rücu alacağının “tam yargı davası” kapsamında değerlendirilemeyeceğini ve davanın adli yargıda çözümlenmesi gerektiğini hükme bağlamıştır.
Bu karar, kamu görevlilerinin ya da kamu kurumlarının terör olaylarından kaynaklı dolaylı sorumlulukları nedeniyle kendilerine yöneltilen rücu taleplerinde görevli yargı merciinin belirlenmesinde emsal niteliğindedir.
Karar Künyesi:
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü
E: 2009/34, K: 2010/32
Karar Tarihi: 1.3.2010
Davacı: Türk Telekomünikasyon A.Ş.
Davalı: T.C. İçişleri Bakanlığı