ÖZET: Davanın yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkin olduğu ve HMK’nın 167. maddesinin birinci fıkrası gereğince yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla taşınmazlar hakkında ayırma kararı verildiği anlaşıldığından, davanın tüm delilleri toplanmış olmasından sonra karar aşamasına getirilmesinden sonra HMK’nın 167. maddesinin birinci fıkrasında değinilen “yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak” amacıyla taşınmazlar hakkında ayırma kararı verilmesinin hukuki gerekliliği kalmadığı tespit edilmiştir.
Bu nedenle, davanın bütünü yönünden esas hakkında karar verilmesi gerekirken, hukuki dinlenilme hakkını kısıtlayacak şekilde ayırma kararı verilip her bir parsel hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması doğru değildir. Hukuki dinlenilme hakkı Anayasa’nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Somut olayda, ilk derece mahkemesince davanın bir bütün olarak ele alınıp yargılamasının yapılmasından sonra HMK’nın 167. maddesinin birinci fıkrasında değinilen “yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak” amacıyla taşınmazlar hakkında ayırma kararı verilmesinin hukuki gerekliliği kalmadığı tespit edilmiştir. |
1. Hukuk Dairesi XXX/XXX E. , XXX/XXX K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulü kararına karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin karar süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı …, hükmen tescil yoluyla kazandığı mülkiyet hakkına dayanarak eldeki davayı açmış, 382 parsel ...... ...... ...... / ...... ......