Salt bedeller arasındaki aşırı oransızlık, muris muvazaasını kanıtlar mı?
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 2016/5905 E. ve 2016/5041 K. sayılı kararı, muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davalarında ispat yükü ve delil değerlendirmesi konularında önemli bir içtihat sunmaktadır.
Somut olayda, miras bırakan Hüseyin, ölümünden kısa bir süre önce, maliki olduğu taşınmazı torununa satış yoluyla devretmiştir. Mirasçılar, bu işlemin gerçekte bağış olduğunu, murisin mal kaçırma amacıyla yaptığı muvazaalı bir işlem olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkeme davayı kabul etmiş, ancak Yargıtay, bu kararın doğru olmadığına hükmetmiştir.
Yüksek Mahkeme, muris muvazaası iddialarında esas olanın murisin gerçek iradesi olduğunu, sadece satış bedelinin düşük olması gibi unsurların tek başına muvazaanın ispatı için yeterli olmayacağını belirtmiştir. Muvazaa iddiasının geçerli olabilmesi için, miras bırakanın gerçekten bağış yapmak isteyip bunu satış gibi gösterdiğinin somut delillerle ortaya konulması gerekmektedir.
Bu bağlamda, somut olayda davacı tarafın tanık dinletemediği, davalı tanıklarının ise taşınmazın bakıma karşılık verildiğini ifade ettikleri dikkate alınarak, muvazaa iddiasının ispat edilemediği sonucuna varılmıştır.
Hüküm Cümlesi:
“Salt bedeller arasındaki aşırı oransızlık muvazanın kanıtı değildir.”
Kararın Künyesi:
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 25.04.2016 Tarih, 2016/5905 E., 2016/5041 K.
Bu karar, muris muvazaası davalarında hangi delillerin geçerli sayılacağı ve sadece düşük satış bedelinin neden tek başına yeterli olmadığını açıklığa kavuşturmaktadır. Davacıların, muvazaa iddiasını güçlü delillerle desteklemesi gerektiği bu kararla bir kez daha vurgulanmıştır.